14 Eylül 2013 Cumartesi

giriş gelişme ve sonucu olan fakat anafikir çıkarmaya kastığımdan boka saran bi yazı

"valla ben bi erkekte en çok dişlere bakarım." bunu duydum tabi ki devamına kulak kesildim ve devamı geldi de; " temiz diş demek temiz ev demek, temiz ev de temiz kalp demek kızım!"

ibretle başımı aşağı yukarı salladım ön koltukta. diş-ev bağlantısını az çok kurduysam da diş-ev-kalp bağlantısında zorluk çekmiştim, bi de hem niye vurgu temizliğeydi? diğer abla durur mu o da standartta temel ilkesini açıkladı; "ben saatine ve ayakkabısına bakıyorum"

sonra sustular. sustular bi de ya, insan sormaz mı karşılıklı "niye?"diye. demek birbirlerini tanıyolar, yahud tanımasalar da onlar böyle anlaşıyolar. susunluklar sürüyor. "annem kızcak yine, nerdeydin dicek" "benleydin ya niye kızsın" "o da doğru"

noldu standartları konuşuyodunuz, susmasanıza! ablaların yüzlerini de çok merak ettim, bi bahaneyle döner gibi yaptım, camdan, geçtiğimiz durağa bakar ayağı çekerek önce hijyen ablasına baktım, ulan abla değil bunnar, taş çatlasa 25. vay be, ne yaşadı da, hangi yaşam tecrübesiyle diş-ev-kalp temizliğindeki orantıya vakıf oldu! bir ibret ifadesi daha benim yüzüm de.

tanıdığım dişi temiz insanların evlerini ve kalplerini düşündüm. sonra kalplerin temizliğini insan nası düşünür diye düşündüm. kıstas neydi. bir kalp neye göre kime göre temizdi?

deney 26 A
Kalp temizliği ölçümü
malzemeler: bir zamanlar meşhur olan masum bir genç kız ve yaşlı cadıyı barındıran resim* 
deneyin yapılışı: denek kişisine bu resim verilir, bakması istenir
deneyin sonucu: denek genç kızı gördüyse iyi, cadıyı gördüyse kötü kalplidir.
deneyde kullandığımız kuram: algıda seçicilik,seçicilikte kalp temizliği

muhabbetin öncesinde ne konuşuyorlardı acaba, hafızamı yokladım ama pek bişiy çıkmadı, aynı anda iki şeyi yapamamanın cezası, gelen mesajı sonra okuyaydım iyiydi... nereye gidiyolar acaba, göremeden incem balata ne kaldı ki diye düşünürken ablalar ayaklandı bile, fener de inilir mi, benden bi durak önce be! el insaf! ben de mi insem? insem de ikisinin arasına girseydim, ben de standartlarımı açıklasam. elbet benim de vardır. düşünsem çıkar. düşünmesem de çıkar. 

"ben sohbetine bakarım, hem sadece erkeğin değil. insanda sohbet mühim. kadında erkekte yaşlıda gençte!"

diş hijyencisi abla diğerine söze vurumunun "hıh, bak da gör, neler var" olduğunu tahmin ettiğim, başıyla beni işaret etmeli bi bakış yaptı. belli bu ikilinin ağası oydu. öbürü de doğru manaında onayladı başıyla. standartları net üç insan yürüyorduk kolkola, standart belirlemek mühimmiş, baya rahatlatıyormuş insanı, "yemekte ne var" dedim. "şengül teyze fasulye ıslamıştı geceden" "cacıkları da ben yaparım dedim", saat-ayakkabı-kemer folk üçlüsü "kola alıversek" dedi "..cacık yerine", "olmamı, onu da alırız dedim, kola da mühim". "sahi saatle ayakkabıya önem veriyon da kemerin nesi eksik" "aa kemer demedim mi" tabi kemer de var. bazen kemer, ayakkabı ve saatin kayışı aynı renk oluyor" "hee abla dedim sen de baya algıda dericisin" 

durağa geldik, onlar indi, ben inmedim. ya inseydim.. dalar mıydık o sohbete. benim meselem sohbetti,  ne de güzel sohbet edilir ki onunla diyebilmekti.

eve yürürken annem ve babamın herhangi bir muhabbetlerini düşündüm. hatırıma gelenler diyalog bile değil yalnızca sorulardı, yemekte ne var, bu yemeğin niye tuzu yok, salatanın niye yağı yok. annemin standartları olsa böyle olmazdı. standardımı belirlediğim için  kendimi tebrik ettim. kuru fasülye yemeye köşedeki esnaf lokantasına girdim. 


*deneyde bahsi geçen resim







1 yorum:

  1. Hayatımda bir şeylerin eksik olduğunu farkettiğimde burası aklıma gelmediydi ne yalan söyliim. Sonra, ayak direyen beyin hücrelerimden biri, buraya savurdu beni. İyi ki gelmişim, meğer buymuş hayatımdaki eksik şey.
    Hikayene bayıldım. Resimdeki genç kızı göremediğime göre kötü kalpliyim. Ve fekat, Fener'de inen o iki kız gibi standartları olan biri olmaktansa, kötü kalpli olmak yeğdir diye düşündüm, yazından hareketle. Sen hep yaz e mi, ben arasıra girer bakarım. Mutlu olurum.

    YanıtlaSil