10 Nisan 2014 Perşembe

akşama ne pişirsek?


bulgur pilavı yapalım bugün, bol yapalım da iki gün yeriz. geçen bol yapmadık ama iki gün yedik. bol yaparsak dört gün yeriz. elimizin ayarı yoksa demek.

bulgurda da pirinçteki gibi 1e 1buçuk mu. kimi 1e 2 koyuyormuş ama. yok lapa olmasın kuru olsun daha iyi.

yanına ne yapsak. mantar mı, patlıcan mı. mantar çok dayanmaz buzdolabı olmadan en iyisi onu yapmalı. patlıcan beklesin.

salata ya da cacık yapalım. hangisini yapmalı. hem salata hem cacık yapsak nasıl olur. salataya roka, cacığa da bol sarımsak koruz.

acıktın mı. hayır. ben acıktım hadi yemek yapalım. daha yeni kahvaltı yaptık bekleyelim. ben acıktım yapalım.

işte böyle dostlar, salı günü pazara gideli beri bu haldeyim. aldıklarımız ve yiyeceklerimiz arasındaki dengeyi ayarlamaya çalışıyorum. ya yiyorum, ya pişiriyorum, ya da ne pişirsem, neyin yanına ne gider diye düşünüyorum.

ömrü hayatımda böyle bir dönem olmadığından,  evde düzenli yemek pişirmeyi ilk defa 28 yaşında denediğimden olsa gerek bokunu çıkarıyorum. ne güzel şeymiş yarabbi! ama bu kadarı da çok fazla sanırsam, çünkü yatıp kalkıp yemek düşünüyorum. internette damak zevkime en uyan siteyi arıyorum. bulgur pilavını salçasız pişirdi diye oktay ustayı bi kalemde siliyor, sulu yemeklere sarımsak ekleyin diyen siteyi adı "birtutamsevgi" gibi dandiri olsa da yer imlerine ekliyorum.

yeni evlenmişim sanki gibi annemi günde bi iki kez arayıp kısık ateş diyor ama ocağın büyük gözündeki kısıkla, küçüğünün kısığı bir değil diye gayet mantıklı "sen söyle anne ben nedeyim?" minvalinden sorular soruyorum.

hazır domates soslarının mucidine olan inancım tasdikleniyor, eve ilk taşındığımda arkadaşımın yolladığı tencerenin içinden çıkan o zaman bir kenara attığım tahta kaşığa adeta tapıyorum.

noldu bana dostlar diye soruyor ve cevabı yine ben veriyorum. işlerin, tezin biriktiği, iş başvuruma hala dönülmediği şu günlerde hayatımın merkezine tıkınmayı alıyorum. kendimi pişirme işine adıyorum. değil yapmaya, düşünmeye korktuğum bir çok şeyden yemek pişirerek ve kalan tüm zamanımı ne pişireyim diye düşünerek geçiriyorum.

günün birinde birinizi arayıp ne pişirsem diye sorar sizden fikir istersem, yahut bir derece daha vahimleşip ne pişirdin diye sorarsam bilin ki durum vahim. buluşun toplaşın bu kızcağıza ne yapmalı diye oluruna bakın.

ama şimdilik iyi gidiyor. gelin yiyelim, içelim, pilava et suyu mu tavuk suyu mu gider onu irdeleyelim. patatesin kilosunun pahalılığından, iyi domatesi nerden bulcağımıza varan geniş yelpazede hasbihal eyleyelim...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder