29 Kasım 2014 Cumartesi

biri olmayan şiirlerin ikincisini yazan kadın

biri vardı, sanki insan değil de meyvelerin en bereketlisi nardı.
nardan nara da elbette fark vardı.

birincisi olmayan şiirler yazardı, kimi zamanda ardı gelecek sandığınız hikayelere başlar ama hikaye havada asılı kalırdı.

oysa onun muhayyilesinde durmadan akan bir nehir yahut çağlayan vardı. o çağlayandan ne dizeler, ne hikaye kahramanları kıvrıla kıvrıla akardı.

bazı zaman o nehir taşar, nardan kadın da kulağımıza ya başından ya sonundan hikayeler fısıldar, şiirler sayıklardı.

bir nar kadın vardı ondan sır saklanmaz, ona küs kalınmazdı.
sanki gülüşünde bir büyü vardı. kalbinin saflığından kayaya gülse kaya dayanamaz kumullanırdı.

bir gülüş bir içi nasıl açar derseniz ben de size sizin hiç nardan arkadaşınız olmadı mı derim. nardan arkadaşı olanlar bilir ki nardan arkadaşların gözleri zeytindir. o gözler bir dizi müjganla çevrilidir. ol sebepten bir bakar nar kadın, bin müjgan titreşir, nar-ı müjgan titreştikçe sizin içinizde nar çiçekleri filizlenir. işte böyledir ki nar kadın, yeni nardan kadın ve nardan adamlar meydana getirir.

bir başka mesele de ; nardan kadınlardaki bu zeytin gözlerdir. zeytin gözler nardan arkadaşlar ve kardan arkadaşların kesişim kümesidir. zaten bu kesişim kümesinde de başkaca bir şey yoktur. zira nardan arkadaşlar sıcaktır ve kardan arkadaşlar güneşte erir. oysa bir nardan arkadaşınız varsa gece gündüz hep sizinledir.

28 Kasım 2014 Cuma

napsak, hiçbir şey mi yapsak...



yazın diyorum ki hava çok sıcak ondan heralde, kışın diyorum ki hava çok soğuk ondan heralde, sabahları diyorum az uyudum, akşamları diyorum çok yoruldum ondan... dinlendiğim zamanlar bile diyorum ki az dinlendim ondan... hep aynı terene... ahan da benim de her zaman için iyi bir sebebim ve böyle uzanıp hiçbir şey yapmayasım var... 

hatta bunu eş dostla yapasım var. bana gelin ve hiçbir şey yapmayalım ahan da salıverip uzanalım...